Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Tuz yani sodyum klorür (NaCl) en az 7000 senedir insanoğlunun beslenmesinde önemli yeri olan bir mineraldir. Sofra tuzun içindeki sodyum oranı %40, klorür oranı %60’dır.
Deniz suyunda %3.5 oranında bulunur.Tarih öncesi çağlarda denizlerin bulunduğu alanlarda bugün kaya tuzu bulunmaktadır.
Bazı tuzlara pembe (veya diğer renkleri veren) halofil bakteriler, demir oksit, bakır ve/veya kırmızı kildir. Halofil, halit yani tuzu seven demektir.
Buzdolapları hayatlarımıza girmeden önce besinleri, özellikle etleri bozulmaktan koruyan en önemli faktör tuzdu. Tuz, bu nedenle çok değerliydi, uğruna savaşlar bile çıkmış, 6 yy’da altınla eşdeğerde tutulmuştu.
Salata kelimesi yunanca/Latinceden gelmektedir; tuzlanmış yeşillik (herba salata) demektir.
Bitkisel besinlere kıyasla, hayvansal dokularda/besinlerde ( et, kan, süt) daha çok tuz bulunur.
Endüstri devrimi ile birlikte işlenmiş gıdaların daha çok hayatımıza girmesi ile birlikte – ve yıllar içinde artan miktarlarda- besinlerin içerdiği tuz miktarı fizyolojik değerlerin çok çok üstüne çıkmış ve sağlık üzerine istenmeyen pek çok etkiye neden olmaktadır.
Sofra tuzu % 98 sodyum klorür, %2 topaklaşmayı önleyici (soyum alüminosilikat veya magnezyum karbonat) ve potasyum iyodidden oluşur.
Deniz tuzu, sofra tuzuna göre biraz daha fazla iyot, potasyum, demir ve çinko içerir. Bazı deniz tuzları alg ve organobromid içerebilir.
Pakistan’da dünyanın en büyük tuz madeninden gelen Himalaya tuzu %87 sodyum klorür, sofra tuzundan biraz daha fazla kalsiyum, demir oksit, potasyum ve magnezyum içerir.
Günlük alınması önerilen tuz miktarlarında deniz tuzu/kaya tuzu/Himalaya tuzunun NaCl miktarı veya diğer bileşenleri sağlık için önemli bir fark yaratmaz. İyot içeriği aşağıya bakınız.
Günlük olarak alınması gereken sodyum miktarı minimum 500 mg’dır (bu yaklaşık 1250 mg yani 1.25 g tuz demektir). Bu miktarın altı sağlık ve beyin için önemli sorunlara neden olur (bakınız aşağıya).
Fazla tuz alımına bağlı sorunların açığa çıkmaması için günlük 1500 mg sodyum alımı önerilmektedir. Bazı kaynaklarda bu miktar 2000 mg yani 5 gr tuz olarak verilmektedir.
1 fiske tuz yaklaşık 1 gr’dır ve 400 mg sodyum içerir.
1 çay kaşığı tuz ise 5-6 gr’dır ve 2000-2400 mg sodyum, yani günde almanız gereken maksimum sodyum miktarını içerir.
Evde pişirilen besinlerde günlük sodyum/tuz miktarları nispeten düşük kalırken, işlenmiş gıdalarda bu miktar önerilen düzeyin çok üstündedir.
Bazı besinlerin tuz içeriği
100 gr tuzlu bisküvi (1 paketten biraz fazla) 8 gr
100 gr (5 adet) az tuzlu zeytinde 4 gr
Bazı çok tuzlu zeytinlerde 18 gr’a kadar çıkabilmektedir
100 gr tatlı bisküvi 6 gr
100 gr şarküteri 5 gr
100 gr patates cipsi 1.4-4 gr
100 gr kavurma 3 gr
30 gr (1 kibrit kutusu) peynirde 1 ila 3 gr tuz
100 gr ev yapımı turşu 2.5 gr
1 dilim ekmek 0.7 gr
1 bardak gazlı içecek 0.5 gr
1 bardak maden suyu 0.1 gr
1 yemek kaşığı soya sosu 0.8 gr
Evde yapılan yemeklerin aksine hazır yemekler ve restoran yemekleri çok daha fazla tuz içerir.
Yukarıdaki rakamlardan görülebileceği üzere kahvaltıda biraz peynir, az tuzlu zeytin, biraz şarküteri yenmesi, yumurtaya tuz ekilmesi ile bile hemen 14 gr sodyum miktarına, yani almanız gerekenin tam 7 katına daha günün ilk öğününden ulaşabilirsiniz. Batı dünyasında bir erişkinin günlük sodyum alım miktarı 10 gr’ı, yani alınması gereken miktarın 5 katını aşmaktadır. Hazır ve işlenmiş gıdalar hem normalin çok üzerinde tuz içerir, hem de doğal besinleri içerdiği demir, magnezyum, potasyum ve diğer mineralleri içermez.
Fazla tuz tüketince ne olur?
Çok az tuz tüketince ne olur?
Günde 500 mg altında tuz tüketmek vücuttaki pek çok biyokimyasal reaksiyonun aksamasına neden olur; uzun vadede düşük sodyum düzeyleri komaya kadar uzanan pek çok bulguya neden olabilir.
Ayrıca bazı kimselerin günlük olarak 1500 mg (1/2-3/4 çay kaşığı) tuzun altına düşmemeleri önemlidir.
-Tiazid grubu idrar söktürücü tansiyon tedavisi kullananlar; kullanıma başladıktan bir kaç ay sonra veya araya giren başka bir hastalık veya enfeksiyon halinde ortaya çıkabilir.
-Karbamazepin, siklofosfamid, haloperidol, amitriptilin kullananlar
-İshal ve kusması olan hastalar
-Ağır egzersiz yapanlar, uzun mesafe koşanlar, sıcak havada spor yapanlar (sporcuların (eğer böbrek problemleri yoksa) günde 6-7 gr’a kadar tuz almaları önerilir)
-Çok terleyenler
-Günde 10 litrenin üstünde su içenler
-Protein tüketimi az olanlar
-Gün içinde besin, protein, sodyum içeriği düşük, hep aynı çeşit besinlerle beslenenler (çay, ekmek, tuzsuz peynir)
-Yanında protein veya sodyumlu besin almadan, yüksek miktarda karbonhidrat ile birlikte fazla miktarda bira içenler (bu kadar bira içmek zaten mantıklı değil ama, içiyorsanız tuz düzeylerinize dikkat!)
Tuz düzeylerinin düşüklüğü bazen hiç bulgu vermeyebilir, tesadüf eseri tahlillerde çıkabilir.
134 mmol/litre altındaki sodyum değerleri düşüktür. 120 mmol/litrenin altındaki rakamlar hayatla bağdaşmaz (özellikle hızlı düşmüşse).
Sodyum düzeyleri düşünce oluşabilecek yakınmalar:
*Hafif düzeyde düşüklük:
-Baş ağrısı
-Halsizlik
-Bitkinlik
-İştahsızlık
*Orta düzeyde düşüklük:
-Baş dönmesi, dengesizlik, yürürken sağa sola çarpma
-Kafa karışıklığı
*Ağır düzeyde düşüklük
-Gerçeklikle bağlantı kaybı (psikoz)
-Nöbet
-Koma
*Yaşlılarda hafif-orta sodyum düzeyi düşüklükleri sadece düşme veya yürüme güçlüğü şeklinde kendini gösterebilir.
Yukarıda yazıldığı gibi uzun süreler yetersiz tuz tüketmek, erken ölüm riskini artırır.
Düşük sodyum düzeylerinin tedavisini her zaman bir doktor yapmalıdır.
İyot eksikliği
İyot eksikliği dünya nüfusunun üçte birini etkileyen küresel bir sağlık sorunudur. Son yıllarda popüler olan kaya tuzu kullanımı ile eksiklikler yeniden ortaya çıkmaya başlamıştır. Yüksek yerler ve kayalık alanlardaki toprakların yapısında ve dağlardan elde edilen tuzlarda sel ve yağmurların etkisi ile iyot düzeyleri çok düşüktür. Son yıllarda giderek artan miktarlarda kullanılan alkali gübreler, toprağın iyot düzeylerini daha da düşürmüştür.
Dünyada en çok iyot eksikliği görülen bölgelerden biri, Himalaya tuzlarının çıkarıldığı bölgeye çok yakın, Himalaya dağlarının etekleridir.
Nemli ortamlar ve açıkta tutmak tuzun içeriğindeki iyotun 6 ay içinde %30-%98 oranında kaybına neden olur. Pişirmek (kaynatmak) iyot düzeylerini %20-50 düşürür.
İyot vücutta tiroid hormonlarının sentezinde kullanılan eser bir elementtir. Tiroid bezi, her gün litrelerce kanı süzerek iyot moleküllerini yakalar ve kullanır. İyottan fakir beslenenlerde iyot yakalama etkinliğini artırmak için tiroid dokusu giderek büyümesine yani guatra neden olur. İyot düzeyleri yetersiz olduğunda üretilen tiroid hormonlarının miktarı düşer. Düşen hormonları algılayan beyin daha fazla hormon üretilmesi için TSH isimli hormonu salgılar. TSH etkisi altında tiroid bezi daha da çok büyür. Tiroidin ürettiği hormonlar yetersiz olunca beyin TSH salgısını daha da artırır: TSH değerleri yükselir ve hipotiroidi oluşur. İyot eksikliği ile beraber selenyum, demir ve/veya A vitamini eksikliği de varsa, klinik tablo daha ağır olur.
Beynin anne karnındaki gelişimi ile başlayan yüksek düzeyde iyot ihtiyacı, 2 yaşına kadar devam eder. İyot eksikliğinde beyin gelişemez, bebeklik ve çocuklukta zeka geriliği görülür. İyot eksikliği olan bölgelerde büyüyen çocukların beyinleri gelişemez, sinir hücreleri daha az dallanma gösterir, gri maddeleri ince kalır. İyot eksikliği olan annelerin bebeklerinde ortaya çıkan geriliği, belli belirsiz olabilir, belirgin IQ düşüklüğü görülebilir veya en ağır vakalarda kretenizm ( büyüme gelişme geriliği, sağırlık ile birlikte çok ağır zeka geriliği). İyot eksikliği olan bölgelerde büyüyen çocukların okul başarıları daha düşük bulunmuştur. Türkiye’de yapılan bir çalışmada ise hiperaktivitesi olan çocuklarda iyot düzeyleri düşük bulunmuştur. Erişkinlerde bilişsel faaliyetlerde yavaşlama ve beyin sisine de neden olabilir. Az sayıda olmakla birlikte otizm spektrumu olan çocukların bir kısmında iyot düzeyleri düşük bulunmuş, iyot takviyesi ile bulgularda gerileme görülmüştür.
Guatrojen içeriği (glukosinolat) yüksek (turpgiller ailesi; özellikle Brüksel lahanası) sebzeleri sık ve devamlı tüketmek iyot eksikliğine katkıda bulunur; iyot eksikliği olanlar veya iyottan fakir topraklarda yaşayan insanlarda hipotiroidiye neden olur. Turpgiller dışında ıspanak, soya fasulyesi, çilek, şeftali ve yer fıstığında da guatrojen moleküller bulunur.
Yoğun tarım yapılması, alkali gübrelerin kullanılması toprağın iyot içeriğini azaltır. Yüksek irtifalarda yetişen bitkilerin iyot içeriği düşüktür.
İyottan fakir bölgelerde oturan ve/veya guatrı olan hastalar alımı birden artırırlarsa hipertiroidi bulguları görülebilir. Tuzun iyot içeriği çok artırıldığında Hashimoto hastalığı riski artar. Çok uzun süreler çok yüksek düzeyde iyot kullanan kişilerde tiroid kanseri gelişim riski artar.
Hipertansiyon nedeniyle tuz alımını fazla azaltan kadın hastalarda iyot eksikliği görülme olasılığı artar.
Günlük olarak aldığımız iyotun %90’ını besinlerden, %10’unu sulardan alırız.
Günlük iyot ihtiyacı 150 mikrogramdır. 1 gr iyotlu tuzda 45 mikrogram iyot bulunur, dolayısı ile 1 çay kaşığı iyotlu tuzda yaklaşık 225-270 mikrogram iyot bulunur. Hamilelerin ihtiyacı 220 mikrogram, süt veren annelerin ihtiyacı 290 mikrogramdır.
İyot düzeylerine spot idrarda bakmak, hastaların önemli bölümünde yeterlidir. Düzeyin 100 mikrogram/l’den yüksek; 200 mikrogram/l’den düşük olması gerekir.
İşlenmiş gıdaların üretiminde ve restoranlarda kullanılan tuz genellikle iyotsuzdur: hem daha fazla tuz almış, hem de iyot almamış olursunuz.
Kıyı bölgelerdeki toprak, deniz suyu, balıklar, deniz ürünleri ve deniz bitkilerinde daha yüksek miktarda iyot bulunur. İyot ile takviye edilmemişdeniz tuzunda günlük ihtiyacı karşılayacak kadar iyot yoktur.
İyot içeriği yüksek besinler
Deniz börülcesi, deniz bitkileri, yosunlar
İyotlu deniz tuzu
Balıklar, kabuklu deniz ürünleri
Dereotu
Yeşil yapraklı sebzeler
Kaya koruğu
Kuru meyveler (özellikle kuru erik)
Baklagiller (çimlendirilmiş)
Yumurta
Çilek, turna yemişi
Sonuç
Tuz tüketin, ama günlük tuz ihtiyacı 1 çay kaşığıdır, fazlasına gerek yoktur.
İşlenmiş/hazır besin (tatlı veya tuzlu) tüketmemeye çalışın, mutlaka içeriğini okuyun.
İyotsuz tuz tüketmeyin, kaya tuzu dahi olsa mutlaka iyotlu olmalıdır. İyotlu tuzu tüketimde aşırıya kaçmayın.
Aldığınız iyot miktarını birdenbire artırmayın, çok yavaş artırın.
Guatr, hipotiroidi veya nodülünüz varsa iyot almadan veya tüketiminizi artırmadan mutlaka doktorunuza danışın.
Hiçbir hastalığınız yoksa dahi iyotu takviye olarak almadan önce doktorunuza danışın.
Referanslar
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.