Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Süt ve süt ürünleri son 10.000 senedir insanın hayatında; bu 2 milyon yıllık insan yaşamı göz önüne alındığında aslında kısa bir süredir. Bu 10.000 yıllık sürenin %99’luk kısmında ise süt ürünleri sadece tereyağı ve fermente süt ürünleri (yoğurt, peynir) yapmak için kullanılıyor, süt olarak tüketilmiyordu.
Buzdolaplarının hayatımıza girmeye başladığı ve pastörize sütün saklanabilir hale geldiği 1950’lerden sonra ise süt ve süt ürünleri giderek artan miktarlarda hayatımıza girmiştir.
1930’ların sonunda keşfedilen sığır büyüme hormonu, 1980’lerden sonra çok daha yüksek miktarlarda üretilmeye (rekombinant BGH) ve daha ucuza mal edilmeye ve süt üretimini artırmak için rutin olarak ineklere uygulanmaya başlamıştır.
Geçmiş yüzyıllarda sadece buzağıladıktan sonra buzağıdan kalan sütler kullanılırken, 1960’lardan bu yana hamile ineklerden süt alınmaya başlamıştır.
Süt, anne memelinin bebek memeliyi büyütmeye yönelik annesinin ona sağladığı bir gıda ve epigenetik bilgi kaynağıdır. 2 yaşından sonra süt tüketen çocuklar için de bu bir problemdir; ancak ergenlik sonrası büyümesi gerekmeyen erişkinler için çok daha büyük bir problemdir. Sütün içerdiği insüline benzeyen büyüme faktörü ve diğer pek çok anabolik molekül, erişkinlerde pek çok dokuyu etkilemekte ve uygunsuz büyümelerine neden olabilmektir.
Süt bebeğin tüm sistemlerinin gelişimi için anneden bebeğe epigenetik bilgi taşır. Bu genetik bilgi veri sisteminin en önemli ögesi mikroRNA’lardır. mikroRNA’lar gen ifadesinde epigenetik değişikliklere neden olabilir ve DNA metilasyonunu etkileyebilir: bazı proteinlerin daha fazla veya daha az sentezlenmesine neden olabilir. Gen ifadesi üzerine olan etkileri nedeniyle miRNA’ların onkogenetik etkisi de olduğu düşünülmektedir.
Otlayan hayvanlarda zararlı miRNA düzeyleri daha düşük, yemle beslenen hayvanlarda daha yüksektir.
Süt ve süt ürünleri tüketimi tüm dünyada hızla artmaktadır. İkinci Dünya savaşı öncesinde süt tüketimi neredeyse olmayan Uzakdoğu sofralarında daha çok yer almaya başlamış ve bu nedenle sütün istenmeyen etkileri daha rahat gözlenebilir olmuştur.
İneklerin hem daha hızlı büyümesi hem de daha çok süt vermesi için rutin olarak sığır büyüme hormonu (rBGH) kullanılmaktadır. rBGH kullanımı ineklerde artmış oranda meme enfeksiyonu (mastit) neden olmaktadır. Mastit sonucu ineklere daha fazla antibiyotik verilmektedir. Ayrıca enfeksiyona bağlı olarak süte geçen ineğin akyuvarları ve prostaglandinler bağırsaklarda enflamasyona neden olabilmektedir.
BGH içeriği ayrıca süt tüketenlerde hiperglisemik etkiye neden olmaktadır. BGH aynı zamanda sütün içinde doğal olarak bulunan ve bebeğin büyümesi için gerekli olan IGF (insüline benzeyen büyüme faktörü) düzeylerini de artırır.
BGH verilmesi alınan ineğin serum prolaktin değerlerini, süt miktarını %10, sütün yağ içeriğini %23, laktoz içeriğini %15 ve kalori içeriğini %17artırır.
Süt ve süt ürünlerini tüketmek prostat kanseri riskini artırır.
Süt tüketimi az olan olmayan coğrafyalarda prostat kanseri gelişimi 100.000 kişide 10-20 iken, batı ülkelerinde bu risk 100.000’de 80-100’e yükselmektedir.
43.435 Japon erkek üzerine yapılan bir çalışmada süt ve süt ürünleri tüketiminin prostat kanseri riskini belirgin olarak artırdığı ve daha erken yaşlarda kanser ortaya çıktığı gösterilmiştir.
Özellik tam yağlı süt tüketim miktarı arttıkça, kanser riski de artar. Süt ve süt ürünlerini tüketim miktarı arttıkça agresif ve progresif prostat kanseri görülme riski de artar. Bu risk kilolu/obez, Batı tipi beslenen ve hareketsiz erkeklerde daha yüksektir.
Süt ve süt ürünlerinin prostat kanseri yapıcı/artırıcı etkisinin:
1. Östrojen içeriği nedeni ile: Hamile ineklerden alınmasa bile süt (dolayısı ile de süt ürünleri) pek çok steroid hormon içerir: östrojenler (17β östradiol, östron, östriol), progesteron, androjen ve prolaktin. Hamile ineklerden alınan sütlerde bu miktarlar çok daha yüksektir ve hamileliğin son günlerinde 10-30 katına kadar çıkabilmektedir.
Steroid hormonlar yağda çözündükleri için yağlı süt, kaymak, krema, tereyağı ve olgun peynirlerde hormon düzeyleri çok daha yüksektir (Östron yağsız sütte 2.9 pg/g iken tereyağında 119 pg/g). Post menopozal kadınlarda süt içtikten sonra idrarlarında östron, östradiol, östriol ve pregnandiol miktarları artmaktadır. Erkeklerde idrar östron düzeylerinde artış ile birlikte LH, FSH ve testosteron düzeyleri düşmektedir.
İneklere yem olarak fazla miktarda fitoöstrojen içeren soya fasulyesi verilmesi de östrojenik etkiyi artırmaktadır.
Prostat bezinde östrojen reseptörleri bulunması nedeniyle östrojenik aktiviteye açıktır. Hayvan çalışmalarında hayvanlara östrojen verilerek prostat kanseri oluşumu sağlanmaktadır. Prostat sıvılarında östrojen ne kadar yüksekse kanser oluşum riski o kadar artmaktadır.
Ergenlik döneminde fazla süt ve süt ürünü tüketmek ileri yaşlarda prostat kanseri gelişimini 3 kata kadar artırmaktadır.
2. Steroid hormon içeriği nedeni ile: Prostat bezi hücreleri androjen reseptörü aracılı sinyalizayon sonrasında çoğalmaktadır. Süt ve süt ürünlerinin içinde yüksek düzeyde bulunan steroid hormonlar, IGF ile birlikte bu süreci başlatabilmektedir.
3. IGF içeriği nedeni ile: rBGH verilmeye başlanması ile sütün içerdiği IGF-1 ve -2 (insüline benzeyen büyüme faktörü) içeriği belirgin olarak artmıştır. Sütün içerdiği kazein, IGF’in bağırsaklardan emilimini artırır. IGF’ler bazı yolakları etkin hale getirerek hücre çoğalmasını, yağ dokusu oluşumunu (lipogenez) ve hücre büyümesini sağlar. Aynı zamanda apoptozu önleyerek hücre ölümlerini de azaltır: tümör ve kanser gelişimine zemin hazırlar. Prostat kanseri olan hastaların IGF-1 düzeyleri yüksek saptanmaktadır.
4. Aminoasit yapısı nedeni ile: Süt ve süt ürünleri yüksek düzeyde dallı zincirli aminasitleri (BCAA: Lösin, izolösin, valin) içermektedir. Bu aminoasitlerin fazla alınması hiperinsülinemiye, insülin direncine, uzun vadede metabolik sendrom gelimine neden olabilmektedir.
BCAA’lar (özellikle lösin), glutamin (sütte yüksek miktarda bulunan bir diğer aminoasit), IGF, insülin ve palmitik asit mTORC kompleksini mTORC kompleksini aktive edebilmektedir. mTORC kompleksi alınan besin/enerji miktarlarını algılayarak protein sentezine, hücre büyümesine ve hücre çoğalmasına yön verir.
Sütün içindeki doymuş yağlar ve IGF ile birleşince enflamasyon artışı görülür..
5. Doymuş yağ içeriği nedeni ile: Süt ve süt ürünlerinin içerdiği doymuş yağ miktarı da kanser gelişim riskini diğer bir yoldan artırır. Doymuş yağların hem enflamasyonu artırarak hem de androjen düzeylerini etkileyerek riski artırdığı varsayılmaktadır. Özellikle miyristik ve palmitik asitlerin fazla alımı riski artırmaktadır; sütün içinde en fazla bu yağlar bulunmaktadır.
6. MikroRNA içeriği nedeni ile: Süt, emen bebeklerin gelişim için gerekli yüksek miktarda mikroRNA içerir. MikroRNA’lar yukarıdaki faktörlerle bir araya gelince hücre büyümesi ve bölünmesini artırırlar. Sütün içinde bulunan miR-21 prostat kanseri olan hastaların serum ve idrarlarında yüksek düzeyde bulunur.
6. Kalsiyum içeriği nedeni ile: Süt bilindiği üzere kalsiyum bakımından da zengindir. 2000 g/gün kalsiyum alan erkeklerde, 500 mg/gün altında alanlara kıyasla prostat kanseri daha metastatik ve ölümcül seyrettiği gösterilmiştir. Süt ve süt ürünlerini fazla tüketmek var olan kanserin daha agresif seyretmesine neden olmaktadır.
Yüksek kalsiyum düzeyleri ayrıca 25 (OH) D vitamininin 1,25 (OH)2 vitaminine dönüşümünü azaltır. 1,25 (OH)2 vitamini prostat kanserine karşı koruyuculuk sağladığı için kanser oluşum riski artmaktadır.
-Pastörizasyon, kaynatma, UHT veya fermentasyon sonrasında hormon, miRNA, IGF veya aminoasit düzeylerinde değişiklik olmaz.
-Sütü kaynatmak, UHT ve fermentasyon miRNA düzeylerini belirgin olarak düşürür.
-Yağsız süt ve ürünlerinde doymuş yağ ve hormon düzeyleri düşük, BCAA düzeyleri yüksektir.
-Yoğurdun içerisinde bulunan bakteriler mikroRNA’ları etkisiz hale getirebilir, laktozu sindirebilir. Ancak hormon düzeylerine bir etkisi olmaz.
-Keçi sütü ve ürünlerinde östron ve 17β östradiol daha düşük düzeylerde bulunur.
-Organik olan veya olmayan inek sütündeki hormon düzeyleri arasında fark yoktur.
Kaynakça:
1. Milk and health https://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMra1903547
2. Vasconcelos A, Santos T, Ravasco P, Neves PM. Dairy Products: Is There an Impact on Promotion of Prostate Cancer? A Review of the Literature. https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fnut.2019.00062/full
4. Harrison S, Lennon R, Holly J, et al. Does milk intake promote prostate cancer initiation or progression via effects on insulin-like growth factors (IGFs)? A systematic review and meta-analysis.
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5400803/
5. Xiang Gao, Michael P. LaValley, Katherine L. Tucker, Prospective Studies of Dairy Product and Calcium Intakes and Prostate Cancer Risk: A Meta-Analysis. https://academic.oup.com/jnci/article/97/23/1768/2521503
7. Calcium-and-fructose-intake-in-relation-to-risk-of-prostate-cancer. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9458087
10. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25989745-dairy-intake-after-prostate-cancer-diagnosis-in-relation-to-disease-specific-and-total-mortality/
11. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/28187509-dairy-intake-in-relation-to-prostate-cancer-survival/
12. Shin J, Millstine D, Ruddy B, Wallace M, Fields H. Effect of Plant- and Animal-Based Foods on Prostate Cancer Risk [published online ahead of print, 2019 Oct 21]. J Am Osteopath Assoc. 2019;10.7556/jaoa.2019.123. doi:10.7556/jaoa.2019.123
13. Liss MA, Al-Bayati O, Gelfond J, et al. Higher baseline dietary fat and fatty acid intake is associated with increased risk of incident prostate cancer in the SABOR study. Prostate Cancer Prostatic Dis. 2019;22(2):244–251. doi:10.1038/s41391-018-0105-2
14. Lin PH, Aronson W, Freedland SJ. An update of research evidence on nutrition and prostate cancer. Urol Oncol. 2019;37(6):387–401. doi:10.1016/j.urolonc.2017.10.006
16. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/8119234-hormones-and-growth-factors-in-milk/
24. Short communication: Heat treatment and souring do not affect milk estrone and 17β-estradiol concentrations: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0022030217309797
25. The milk we drink, food for thought
https://www.fertstert.org/article/S0015-0282(16)62851-0/abstract
26. Naturally Occurring Estrogens in Processed Milk and in Raw Milk (from Gestated Cows)
https://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/jf061972e
27. The relationship between fat and progesterone, estradiol, and chorionic gonadotropin levels in Quebec cow’s milk.
https://link.springer.com/article/10.1007/s10815-017-1025-0
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/7277044
https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0162496
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.