Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
İnsanoğlu yaklaşık 2 milyon yıllık yaşamında meyve, sebze, yabani hayvan eti, balık, yumurta, zeytin ve kuruyemiş ile beslendikten sonra yaklaşık 13.000 (10.000-16.000) sene önce tarım devrimi gerçekleşmiştir. Tarım devriminin ile insanlar yerleşik düzene geçmiş, tarlalarda tahıl ve bakliyat yetiştirmeye, hayvanları evcilleştirmeye, daha çok süt ve süt ürünü tüketmeye başlamıştır. 2.000.000 yılı bir gün, yani 24 saat olarak düşünürseniz, tarım devrimi bunun son 10 dakikasından sonra yer almaktadır. 200 sene önce gerçekleşen endüstriyel devrim ise en son 8 saniyeye tekabül etmektedir.
Tarım devrimi insanoğlunun hayatına daha önce yemediği veya çok çok az yediği tahıl tohumları, bakliyat ve süt ve süt ürünlerini sokmuştur. Endüstriyel devrim ise tahılların ve bakliyatın işlenmesini kolaylaştırmış ve ucuzlaştırmış, daha bol ve daha ucuz olmasını sağlamıştır. Şehirleşme ile yeşil alanlar azalınca evcil hayvanlara yeşillik yerine tahıl ve mısır içeren besiler verilmeye başlanmıştır.
İnsan genleri çevre koşullarına adapte olabildiği için, biz bugün hayattayız. Ancak bu kadar hızlı bir değişime insanın genlerinin ve metabolizmasının adapte olabilmesi mümkün değildir. Kışın çetin şartlarında, az miktarda yiyecek ile hayatta kalabilmek, koruyucu yağ dokusu oluşturabilmek ve soyun devamını sağlamak için insan vücudu aldığı her fazla kaloriyi, özellikle karbonhidratlardan geliyorsa (bolluk demek olduğu için) hemen yağa dönüştürür. Bu değişmeyen, değişecek zamanı olmayan genler, günümüzün karbonhidrat sağanağıve bolluğu altında aynı şekilde davranmakta, vücuda giren her fazla karbonhidrat kalorisini yağa dönüştürmektedir.
Tarım devrimi ve endüstriyel devrim hayatımızı pek çok yönden kolaylaştırmıştır. Ama bu kolaylıklar günlük yaptığımız hareketi belirgin bir şekilde azaltmıştır. Yüksek kalori alımı, azalan hareket ile birleşince kilo ile ilgili problemlere, obezite, metabolik sendrom, insülin direncine neden olmaktadır. Hem yağ dokusu hem de insülin direnci, vücutta enflamasyonu artırır. Bu enflamasyon, kalp damar hastalıkları, migren, metabolik sendromun kötüleşmesi, depresyon, Alzheimer hastalığı, otoimmün hastalıklar gibi pek çok hastalığa zemin hazırlamaktadır.
Gluten ve tahıl proteini içeren besinleri tüketmek, genetik yatkınlığı olan kimselerde çölyak hastalığına, 10 kişiden 3’ünde non çölyak gluten hassasiyetine, yatkınlığı olan atopik hastalarda buğday alerjisine, insanların çoğunda artmış bağırsak geçirgenliğineve enflamasyona neden olur. Tüm bu zararların dışında öğütülmüş tahıl içeren besinlerin glisemik indeksi çok yüksektir ve fazla tüketildiklerinde insülin direnci, obezite ve metabolik sendroma zemin hazırlarlar.
İnek sütü ve ürünleri, özellikle çocukluk çağının en önemli alerjenlerinden birisidir. Günümüzde erişkinlerde de daha sık görülmeye başlanmıştır. İnek sütünü erken tüketmeye başlayan çocuklarda ileride otoimmün hastalık gelişme riski artmaktadır. Gluten entoleransı olan hastalarda, protein yapılarındaki benzerlik nedeni ile, kazein entoleransı da sıklıkla görülür. Süt ve süt ürünleri, yüksek karbonhidrat ve doymuş yağ içerikleri ile fazla insülin salgısına neden olarak uzun vadede insülin direncine neden olurlar. Fermente süt ürünleri (peynir, yoğurt, kefir) amin (histamin, tiramin) içerikleri ile migren ağrılarını tetikleyebilirler.
Düşük karbonhidratlı Akdeniz tipi beslenen hastaların kanlarında enflamasyon belirteçlerinin daha düşük olduğu, kalp damar hastalıkları, demans ve depresyona yakalanma risklerinin daha düşük olduğu da gösterilmiştir.
Yüksek miktarda rafine ve işlenmiş gıda, özellikle karbonhidrat yemek, beynin büyüme ve gelişme faktörü BDNFdüzeylerinin düşmesine de neden olur. Hareketsizlik ile birleşince bu kısa vadede depresyona, uzun vadede demansa yatkınlık oluşturur.
Tohumların yüksek basınç altında işlenmesi sonucu elde edilen rafine yağların omega-6 oranı çok yüksektir. Omega-3/omega-6 dengesizliği önemli bir enflamasyon nedenidir ve kalp damar hastalıkları riskini artırır.
Özetle taş devri (paleo) tipi beslenmek:
Tüm bu yararları nedeniyle migren, fibromiyalji, depresyon ve metabolik sendroma iyi gelir. Demans gelişme olasılığı azalır.
Yiyin | Yemeyin |
Balık | Tahıl ve unlar |
Kırmızı et | Süt ve süt ürünleri |
Sebze | Nişasta |
Baharat ve otlar | Baklagiller |
Zeytinyağı | Alkol |
Tavuk | İşlenmiş ürünler |
Meyve | Katkılı ürünler |
Kuruyemiş | |
Zeytin | |
Yumurta | |
Bal |
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.