İnsanın bir hastalığı , bir ağrısı, bir problemi olduğu zaman ilk akla gelen bir hekime baş vurmaktır. Hekim muayene eder, tetkikler tahliller istenir, sonrasında da öneriler ve reçete verilir. Gerekiyorsa bir girişim veya bir ameliyat önerilir.

Bu yaklaşım özellikle başlangıç/ erken (akut) dönmede pek çok hastalıkta işe yarar.

Ancak 3-6 aydan fazla süren hastalıklarda; diyabet, kalp hastalıkları, kronik ağrılar, fibromiyalji, depresyon, obezite ve daha pek çok hastalıkta hekime muayene olup ilaç kullanmak yetmez. Önce hastalığın sorumluluğunu alıp, ben bu hastalık için ne yapabilirim, ne yaparsam daha iyi olabilirim diye sormak gerekir.

İşte bu aşamada yol gösterecek kılavuzlara ve güvenilir kaynaklara ihtiyacı olur insanın. Sanal ortam ve sosyal medyada doğru-yanlış pek çok bilgi var. Doktorlar kendi aralarında bile anlaşamazken hastalar ne yapsın?

Benim bu konudaki fikrim hem kendi bedenimiz, hem de doğanın bize yardımcı olmak için her türlü kaynağı barındırdığı., bizim sadece olan kaynakları kullanmayı öğrenmemiz gerektiği.

İkinci ise tarım devrimi öncesindeki gibi atalarımız gibi beslenerek, 3500-4000 yıllık kadim bilgilerden faydalanarak çok daha sağlıklı olabileceğimiz.

Bu tabii ki modern tıbbı, ana akım tıbbı yok saymak anlamına gelmiyor. Tamamlayıcı tıp, adı üstüne var olan bilimsel gerçeklere dayanan hekimliği tamamlamak için var. O nedenle benim önerilerimi uygulamadan önce mutlaka kendi hekiminize danışın.

HEKİMİNİZİN HASTALIĞINIZ İÇİN VERDİĞİ TEDAVİYİ AKSATMAYIN, İLAÇLARI KESMEYİN.

Onlarla beraber doğanın gücü ve beslenmeniz size çok daha fazla yarar sağlar, unutmayın.

Beslenme için önerilerimi beslenme bölümünde bulabilirsiniz.