Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler
Yazar: Haemin Sunim
Çevirmen: Sevinç Seyla Tezcan
Yayınevi : Pegasus
Temposu oldukça yüksek bir dünyada sakin ve farkındalık sahibi olmak hepimiz için oldukça zor… Zen meditasyon öğretmeni ve yazar Haemin Sunim, çok satan kitabı Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler’de bize hayatın her alanında fayda sağlayacak öneriler veriyor.
Stres kaynakları her yerde… Yazar Sunim ise bu hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline dönüşen ve bizi hasta eden stres kaynaklarına yönelik sade, basit ve pratik öneriler sunuyor. Bu sayede ise biraz olsun yavaşlamamızı destekleyerek bu sakinlikteki gücü ve huzuru keşfetmemiz için yol gösteriyor.
Yazar Sunim, Twitter üzerinden yazdığı kısa cümlelerle pek çok kişinin ilgisini çekmiş ve bu kısa ama etkili cümleler pek çok kişiye pozitif katkı sağladığı için bu kitabı kaleme almış.
Zor zamanlar
Yazar, “güven paramparça olduğunda, umut kırıldığında, sevdiğin biri seni terk ettiğinde herhangi bir şey yapmadan önce hayatını bekletmeye al ve bir an için dinlen” diyor ve bu süreçte adeta destek mekanizması olacak şekilde etrafımızı yakın arkadaşlarımızla çevrelememizi öneriyor.
Böyle hissederken komik bir film izlemenin, acıklı bir şarkı açıp onu tekrar tekrar dinlemenin veya izin kullanıp bir yolcuğa çıkma imkanımız varsa bunu değerlendirebilmemizin işe yarayabileceğini paylaşıyor.
Tek başına kalıp gözlerimizi kapatmanın ve zihni boşaltmanın da fayda sağlayacağını belirten yazar; “Mahzunsun ve kalbin kırık; bir zamanlar senin ben olduğunu, benim sen olduğumu biliyorum”.
Hepimiz zaman zaman öfke, nefret ve kıskançlık gibi duyguları hissedebiliyor ve bu duygularla baş etmenin yollarını arıyoruz.
Yazar Sunim, olumsuz bir duygunun geldiğini fark ettiklerinde insanların ilk tepkilerinin altüst olmamak ya da bir tehdit hissetmemek için o duyguyu kontrol altına almak olduğunu söylüyor ve ekliyor; “Güçlü bir olumsuz duyguyu hızlıca kontrol altına almak zordur; duygu siz onu kontrol etmeye çalıştıkça güçlenip tekrar yüzeye çıkar”. Maalesef ne kadar çabalarsak çabalayalım bu kurtulmak ve kaçmak istediğimiz duygu o kadar çok yüzeye çıkar. Böyle anlarda ne yapmamız gerektiğini de paylaşıyor ve olumsuz duygularınızla savaşmayın; onları gözlemleyin ve onlarla arkadaşlık kurun diyor.
Önemli olan haklı olmak mıdır?
Yazar Sunim, hepimizin güçlü değer ve inançları olduğunu ve bunlardan vazgeçmenin oldukça zor olduğunu belirtiyor. Ama bazen hepimiz fikirlerimizi paylaşmayan kişilerle zaman geçirmek zorunda kalırız. Böyle durumlarda ilişkimiz fikir çatışmaları nedeniyle hızlı bir şekilde tartışmaya dönüşebilir.
Yazar inandığımız şeyleri savunmak için birbirimizi üzmeye ve incitmeye değer miydi diye kendimize sormamızı öneriyor ve ekliyor; “Hep birlikte mutlu olmak, tek başımıza olmaktan daha iyi değil midir?”
Yazar, haklı olmanın birlikte mutlu olmak yanında çok önemsiz olduğunu paylaşıyor ve olgunluk yolunda en önemli derslerden birinin düşüncelerimizi fazla ciddiye almamak, egomuzu frenlemeyi ve daha büyük resmi görmeyi öğrenmek olduğunu vurguluyor.
Yazar bir de şöyle bir örnek veriyor;
“Kung-funun on sekiz seviyesinde ustalaştıktan sonra parmağının tek bir hareketiyle birinin canını yakabilirsin. Ama otuz altı seviyeyi de tamamladığın zaman güçsüz biri aptallık edip seninle dövüşmeye geldiğinde geri çekilmesini bilirsin.”
Affetmek
Yazar Sunim, size kötülük yapan kişileri onların değil, kendi iyilik haliniz için affetmenizi öneriyor. Bunun kolay olmayacağını ve haksızlık gibi geleceğini söyleyen yazar, “Kalbiniz aklınızın kararını dinlemese de affetmek ve kendinizi bu duygusal kölelikten azar etmek konusunda kararlı olun” diyor.
Yazar, yaşadığınız duyguların dalgası biraz sakinleşince derine bakmayı ve altında ne olduğunu görmeyi öneriyor; “Korku, utanç, keder görüyor musunuz? Yalnızlık ve güvensizlik var mı? Bu duyguların içinde boğulmak yerine onları gözlemleyin.” Affetmeyi öneren yazarın bir de mesajı var; “Nefret ettiğin insan kalbinde her yere taşınmayı hak ediyor mu? Kalbinde sadece seni sevenleri barındır. Nefret ettiğin insanları da yanında taşıman sadece sıkıntıya ve depresyona neden olur.”
Yazar Sunim, sevgi ve umutla sarf edilen tek bir teşvik edici cümlenin bile bir insanın geleceğini değiştirebileceğini belirtiyor.
Hayatta kendimizi yetersiz hissettiğimiz anlar için ise şu mesajları veriyor;
“Sevgili genç dostum,
Sırf biraz geride kaldın diye moralini bozma.
Hayat, arkadaşlarına karşı yarıştığın bir yüz metre koşusu değil, kendine karşı yarıştığın ömürlük bir maraton.
Arkadaşlarını geçmeye odaklanmak yerine önce kendi benzersiz rengini keşfetmeye çalış.”
Yazar kaderimizi değiştirmek için ise şu öneriyi paylaşıyor;
“Bu iki şeyi aynı anda dene:
Zaten bir şampiyonmuşsun gibi davran ve bir şampiyon olmak için özenle çabala.
İnanç ile gerçeklik arasındaki fark çok geçmeden kapanacaktır.”
İnsanın dünyaya geliş amacını bulmasının kolay olmadığını belirten yazar Sunim, kendisine bu konuyla ilgili bir soru yöneltildiğinde şu tavsiyede bulunduğunu söylüyor:
“Öncelikle insanın dünyaya geliş amacını bulmakta zorlanmasının nedeni, dünyada ne tür işler olduğunu bilmemesidir. Aileniz ve arkadaşlarınız aracılığıyla bildiğiniz işlerin dışında kalan seçenekleri nerede keşfedebilirsiniz? En kolay yol, okuyarak kendinizi bir dizi dolaylı tecrübeye açmaktır.”
Bir şeyden keyif alacağınızı düşünüyorsanız duruma çok fazla kafa yormayın, yapın gitsin diyen yazar, hayal ettiğiniz gibi olmasa da size öğrettikleri için minnettar kalabileceğinizi vurguluyor.
Yazar Sunim, zihin ve dünyayı genelde bağımsız olarak düşündüğümüzü ve zihinlerimizin içinde olanla dış dünyada olan biten arasında bir sınır algıladığımızı belirtiyor.
Zihin ve dünya arasındaki sınırın asılsız olduğunu söyleyen yazar, yaradılış gereği neşeli ya da hüzünlü olanın da dünya değil, biz olduğumuzu vurguluyor. Kasırganın dış dünyada değil, sadece kendi zihnimizde olduğunu fark etmemizi öneren yazar ekliyor; “Zihniniz neşeli ve sevecen olduğunda dünya da öyledir. Zihniniz olumsuz duygularla dolu olduğunda dünya da olumsuz görünür. Zihniniz durulunca dünya da durulur.”
Doğamız gereği hepimizin üzgün hissettiği zamanlar var. Yazar Sunim ise böyle durumlarda şunu yapmayı öneriyor;
“Duyguyu değiştirmeye çalışmadan onu sessizce gözlemleyin. Kendiliğinden değişecektir.”
Duygularımızı kontrol edemeyeceğimizi söyleyen yazar, vücudumuzdaki duyguların da gökyüzündeki bulutlar gibi geçip gideceğini, kendiliğinden dağılacağını hatırlatıyor. Duygularımızı fazla ciddiye alırsak onları dirilteceğimizi söyleyen yazar ekliyor; “Unutmayın ki siz ne duygularınızsınız, ne de zihninizin onları anlaşılır kılmak için anlattığı hikaye. Siz onların ortaya çıkışını ve ortadan kaybolmasını bilen engin sessizliksiniz.”
Hayatta mutlu olmak istiyorsak etrafımızdaki insanlarla iyi ilişkiler kurmak için çaba göstermemiz gerektiğini söyleyen yazar, ilişkilerde dengeyi kurmanın da çok kritik olduğunu belirtiyor.
İlişkiler
Yazar iyi bir ilişkiyi sürdürme sanatını şömine yanında oturmakla karşılaştırıyor; “Ateşe uzun süre yakın oturursak sıcaklayabilir, hatta yanabiliriz. Aynı şekilde kişisel alanımızı inşa etmeden ilişkilerimizi sürdürürsek bir süre sonra kendimizi esir alınmış hissedebiliriz, tükeniriz.”
“Bugün hayatınızı zorlaştıran insanın yukarıdan gönderilmiş, sizin spiritüel gelişiminizde görevlendirilmiş gizli bir öğretmen olabileceğini unutmayın.”
Yazar Sunim, hepimizin sıradan olduğunu ve sıradanlığını sevdiğini paylaşıyor.
Hayattaki şartlarımız ne olursa olsun, hepimizin engelleri, kalp kırıklıkları ve kayıpları olduğunu belirten yazar, hepimiz üzerinde hiçbir kontrolümüzün olmadığı zorluklarla mücadele etmeye ve yüzleşmeye mecbur olduğumuzu da ekliyor.
Hepimiz sıradan fakat eşsiziz.
“Güzelsin, diğerlerinden daha iyi olduğun için değil, sadece sen öyle gülümseyebildiğin için. Eşsiz benliğine aşık olabilmeni dilerim.”
Yazar Sunim, bu kadar yoğun, yorulmuş ve tükenmiş olmamızı zihinlerimize bağlıyor ve şöyle diyor;
“Dünyayı sadece kendi zihnimizin penceresinden tanırız. Zihnimiz gürültücü olduğunda dünya da öyledir. Zihnimiz huzurlu olduğunda dünya da huzurludur. Zihinlerimizi tanımak, dünyayı değiştirmeye çalışmak kadar önemlidir.”
Yazarın bir diğer önerisi de akışa bırakabilmek ve dinlenebilmek üzerine; “Dünya sensiz de dönmeye devam edecek. Kendi yolunun tek yol olduğu ve bunu sadece senin oldurabileceğin fikrinden vazgeç.”Hepimiz bir şeylerin mücadelesini veriyor ve bir savaşçı gibi yolumuza devam etmek zorunda kalıyoruz.
Direniş
Yazar Sunim bu durumu şöyle yorumluyor: “Pek çok insanın neden ibaret olduğunu özetleyecek olsaydım, ‘olana sonsuz bir direniş’ derdim. Biz olana direndikçe, hayatlarımız olanı değiştirmek için daimi bir hareket halinde kalır. Aydınlanmış bir insanın hayatının neden ibaret olduğunu özetleyecek olsaydım, ‘olanı bütünüyle kabullenme’ derdim. Biz olanı kabullendikçe dünya yavaşlar ve gerçek yüzünü gösterir.”
Farkındalığın önemini vurgulayan ve bizi bu özelliği geliştirmeye teşvik eden yazar Sunim, düşüncelerimizin arasında kolayca kaybolabileceğimizi söylüyor ve ekliyor; “Uyanıkken bile bir uyurgezerden farkımız olmaz. Bir şeyleri farkında olmadan yaparız. Gözlerimizin açık olması uyanık olduğumuz anlamına gelmez.”
Yazarın farkındalığımızı artırmak için önerisi ise şu şekilde; “Uyanık olmak, farkındalık alanında neler olduğunu bildiğin anlamına gelir. Düşünce ve duygularını körü körüne takip etmek yerine uyanık kal ve ruh halini çok geç olmadan tanı”.
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.