Bu kitabı neden yazdım?
Histamin intoleransı üzerine güvenilir bir kaynak ve hastaların başvurabileceği bir kitap olsun istedim.
2017 senesinde ilk kitabım Beynini Doğru Besle çıktığında, migren ve kronik ağrılar ile histamin intoleransı ilişkisinden söz etmiştim. O zamanlar hem histamin intoleransı bilinmiyor, bilen az sayıdaki insan tarafından ise histamin yüksekliği sadece enflamasyonu gösteren bir laboratuvar bulgusu olarak algılanıyor, tek başına bir hastalık olarak kabul edilmiyordu. Takip eden yıllarda, giderek daha fazla insanın ilgisini çekmeye başladıysa da, bu “hastalığı” veya klinik tabloyu hâlâ kabul etmeyen pek çok hekim var.
Daha önce Artık Ağrımasın kitabımda yazdığım gibi, fibromiyalji nadiren tek başına ağrıyla seyrediyor, çoğunlukla hastaların mide bağırsak, alerji ve mesane problemleriyle birlikte pek çok besine karşı hassasiyetleri oluyor. Kendi klinik tecrübemde hastalara glutensiz ve histamin intoleransına uygun beslenmeyle birlikte eksik DAO (diamin oksidaz) düzeylerini artırmaya yönelik takviye verildiğinde, vitamin ve mineral eksiklikleri yerine konduğunda; ağrıların hafiflediğini/geçtiğini, uykuların düzeldiğini, İBS (irritabl bağırsak sendromu) benzeri yakınmaların azaldığını ve hastaların kullandıkları pek çok ilacı kesebildiklerini, ağrı kesici bağımlılığından kurtulabildiklerini gördüm.
Hastalar hastalıklarının ne olduğunu bilip, tetikleyicilerin farkına varıp, hastalıklarının dizginlerini ele aldıklarında yılların sorunlarının çorap söküğü gibi düzeldiğini görebiliyorlar.
Histamin intoleransı sendromunun son yıllarda bu kadar dikkat çekmeye başlamasının bir nedeni de koronavirüs enfeksiyonu sonrası görülen uzun COVID bulgularının önemli bir kısmından yüksek histamin düzeyleri ve mast hücrelerinin aktivasyonunun sorumlu olması.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için fermente ürün tüketiminin fazlalaşması nedeniyle de histamin intoleransı olan hastalarda bulguları artırdığı için pandemiyle beraber bu hastalığın sıklığı belirgin olarak arttı.
Ben ilk kez histaminle ilgili sorunlardan bahsederken entolerans kelimesini Fransızca/Latince okunuşu şeklinde kullanıyordum. Ancak internet üzerinde pek çok kimse İngilizce/Almanca okunuşunu tercih ettiği için ben de bu şekilde kullanmaya başladım. Bu kitaptan önce yazdığım kitaplarımda bu nedenle eski okunuşunu göreceksiniz, şaşırmayın.
Histamin intoleransı, dışarıdan basit gibi duran, aslında çok boyutu olan komplike bir hastalık. Sadece gluten yemeyin, eliminasyon diyeti yapın demekle iş bitmiyor. Besinlerin içindeki diğer aminlerden bakterilere, alerjilerden sindirim sistemi hastalıklarına uzanan etkenler/süreçler bulguları ve klinik seyri etkileyebiliyor. Bunlara bir de besin intoleransları ve vitamin-mineral eksiklikleri de eklenince işler biraz arapsaçına dönebiliyor.
Tüm yönleriyle aktarmak isteyince hem epey kalın bir kitap, hem de teknik yönü ağır basan bir kitap oldu, farkındayım. Benim has- talarıma bakarken prensibim, o hastayı o gün benim karşıma geti- ren tüm nedenleri belirlemek ve hastalarıma bunları aktardıktan sonra birlikte işbirliği içinde yol almak. O yüzden arada bir “Yahu bu doktor bizi doktor zannetti galiba” diye düşüneceğiniz bölümler olacağından eminim. Ama sabırla sonuna kadar okursanız gerçek- ten neden kaşınıp durduğunuzu, nöroloğunuzun verdiği tüm teda- vilere rağmen migreninizin neden geçmediğini, gastroenteroloji kliniğinden çıkmamanıza rağmen karın şişliğinizin neden inmediğinin yanıtını bulacaksanız.
Anlaştık mı :)
Hayat çok kısa, yediklerinizin hayat kalitenizi düşürmesine izin vermeyin...

Dr. Banu Taşcı Fresko