Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Mast hücresi aktivasyon sendromu, mast hücrelerinden salgılanan kimyasalların (mediatörlerin) aşırı veya uygunsuz salgılanması ve bunun sonucunda en az iki organ sisteminde bulgular ile birlikte sistemik anafilaksi görülmesi durumudur.
Akut ve kronik MCAS bulgularının ortaya çıkmasına neden olan temel molekül histamindir.
Toplumda görülme sıklığı %15’tir, yani her 6-7 kişiden birinde görülür. 10 hastanın 7’sinin mast hücresi aktivasyon bulguları olan bir akrabası vardır. Kadınlarda 7-8 kez daha sık görülür.
MCAS bulguları nelerdir?
Çoğunlukla çocukluk veya ergenlikte başlar ama hastanın bir şeylerin yolunda gitmediğini fark etmesi erişkinlikte olur. Bir diğer senaryoda ise erişkinlikte ortaya çıkan yakınmalar nedeniyle hastalar doktora gittiklerinde görüşme sırasında hastalar yakınmaları/ bulguları hatırlar. Fiziksel (travma, kaza, yaralanma vs) ve/veya psikolojik streslerden (boşanma, ayrılık, ölüm, şiddet, zorbalık vs.) sonra yakınmalar ve bulgular belirgin şekilde ivme kazanır.
Hastaların bulguları/ yakınmaları bir bukalemun gibi sıklıkla değişir, aynı hastada kabızlık-ishal, yüksek tansiyon-düşük tansiyon, pıhtılaşmaya eğilim-kanamaya eğilim gibi uç durumlar değişen zamanlarda kendini gösterebilir. Yapılan rutin tetkikler genellikle bir patoloji göstermez. Hastaların alerji yakınmaları nedeniyle yapılan alerji testleri de ya sonuçsuz kalır veya hastanın kliniğini açıklamaz.
Mast hücrelerinin içerdiği çok sayıda molekül, pek çok değişik bulguya/ etkiye neden olabildiği için hastalar çoğunlukla bulguları birbiriyle bağdaştıramaz. Çok sayıdaki bulgu nedeniyle çok sayıda doktora gider, çok sayıda sonucu genellikle normal olan tetkik-tahlil yapılır, tanı konulmadan önce çok uzun süreler geçebilir. Tanı akla gelmezse hastalara durumları veya yakınmalarının psikolojik olduğu söylenebilir. Ki, stresin kendisi mast hücresi aktivasyonuna neden olabildiği için bu aslında doğrudur ama tam gerçeği yansıtmaz.
Hastaların pek çoğunun tip I alerjisi veya atopisi vardır. Mast hücrelerinin alerjiler ile olan ilişkisi nedeniyle tüm alerjilerde (ev tozu akarları, polen, besin, nikel, tip I, tip IV vb.) tüm alerji ataklarında mast hücreleri aktive olabilir. Ayrıca polen mevsiminde polen alerjisi bulgularıyla birlikte mide bağırsak yakınmaları, eklem ağrıları veya migren baş ağrıları sıklaşabilir.
Mast hücresi aktivasyon sendromu primer, sekonder (alerji, enflamasyon, lenfoproliferatif hastalık ve/veya kemoterapiye) veya idiopatik (nedeni bilinmeyen/kendiliğinden ortaya çıkan) olabilir.
Mast hücresi mediatörleri
Mast hücresi aktivasyonu ile ortama salınan histamin dışı mediatörler/ kimyasallar histamine ek olarak bulgulara neden olabilir:
*Triptaz: Bağırsaklarda sıkı bağlantıları açarak artmış bağırsak geçirgenliğine neden olur. Düzenli egzersiz yapan ve beslenmesine dikkat eden kimselerde bile HDL kolesterol düzeylerinde düşme ve LDL kolesterol düzeylerinde artış, karın ağrısı, yaygın vücut ağrısı, enflamasyon, kıkırdak hasarı yapar. Koronavirüs enfeksiyonu ve uzun COVID’de beyin sisi olan ve pulmoner fibrozisi olan hastalarda yüksek düzeylerde bulunur. Triptaz düzeyleri mast hücrelerinin sayısının artışı ile ve hymenoptera (arı, yaban arısı, sarı arı) sokmaları ile artar. Hayvan çalışmalarında dışarıdan verilen triptazın tek başına histamin düzeylerinde ve damar geçirgenliğinde artış ve solunum yollarında daralmaya neden olabildiği gösterilmiştir. Otoimmün veya atopik hastaların gelişiminde rolü olduğu düşünülmektedir. Egzersiz sonrası hipotansiyonda rolü olabilir.
*Prostaglandin D2 ve diğer prostaglandinler: Düz kaslarda kasılma, bronş daralması nedeniyle nefes darlığı, damar geçirgenliğinde artış, tansiyon düşüklüğü, kaşınma, ürtiker, burun akıntısı, ağrı, damar sertleşmesi ve beyin sisi yaparlar. Aynı zamanda sindirim sistemi mukozası koruyucudurlar.
*Sitokin ve kemokinler: Bağışıklık sistemi ve HPA ekseni üzerinden uykusuzluk ve duygudurum bozuklukları.
*Lökotrienler: Damar daralması, bronş hiperreaktivitesi/ astım, nefes darlığı, damar geçirgenliğinde artış, mukus sekresyonu yaparlar.
*Heparin: Ödem, anafilaksi, kanamaya eğilim, kemik erimesi; damar geçirgenliğini ve genişlemesini artıran, küçük bronşlarda daralma ve mukus sekresyonunda artış yapan bradikinin oluşumunun uyarımı.
*Serotonin: Kan basıncında yükselme, kalp hızında artış, karın ağrısı, ishal.
*Kromogranin A: Hormonal bozukluklar, sindirim sistemi yakınmaları, IBS bulguları.
*CRH: Kortizol düzeylerini yükselterek daha fazla stres yanıtı ve mast hücresi aktivasyonuna neden olur.
*İnterlökinler: Yorgunluk, kilo kaybı, lenf bezlerinde büyümeye neden olurlar.
*TNF alfa: Yorgunluk, ateş, baş ağrısı ve yaygın vücut ağrısına neden olabilir.
*İnterlökin-31: Kaşıntıya neden olur.
*Mitokondriyal DNA: alerjik veya otoimmün yanıtları şiddetlendirir. Nörotoksik etkileri vardır; otizm spektrumu bozukluğu olan çocuklarda düzeyler yüksektir.
*İnterlökin-33: Alerjik yanıtları ve solunum bulgularını şiddetlendirir. Tarım ilacı glifosat bu etkiyi şiddetlendirir. Artan IL-33 düzeyleri P maddesi ve TNF alfa düzeylerinin artırarak daha şiddetli enflamasyona neden olur.
PAF: Pıhtılaşmaya eğilim, damar geçirgenliğinde artış, karına ağrısına neden olabilir.
Mast hücrelerinin sinir hücrelerine yakın komşulukta yerleşimi ve üzerlerinde bulunan stres hormonu reseptörleri (CRH) nedeniyle mast hücresi mediatörlerinin salınımı ağrı ve nörojenik enflamasyona neden olabilir. Otonom sinir sistemi hücreleri ile komşuluk nedeniyle de stres gibi sempatik sinir aktivitesini artıran tüm durumlar mast hücresi degranülasyonu, histamin düzeylerinde yükselme ve enflamasyona neden olur. Sempatik baskınlığa yol açan kronik enflamasyon, zor bir çocukluk, insülin direnci, fazla kahve tüketimi ve sigara kullanımı da mast hücresi aktivasyonuna neden olabilir.
Bağırsaklar dış dünyayla en çok yüzey teması olan organdır, bu nedenle normalde de mast hücresi yoğunluğu fazladır. Mast hücrelerinin bağırsaklarda yoğun olmasının bir nedeni proteaz içeriklerinin bakteriyel ve paraziter enfeksiyonların savunmasında yoğun olarak kullanılmasıdır. Özellikle parazit enfeksiyonları ile bağırsak mukozasındaki mast hücresi sayısı belirgin olarak artar.
Mast hücrelerinin aktivasyonuna neden olan tüm durumlar histamin (ve diğer kimyasalların) düzeylerinde yükselme ile birlikte sindirim sistemi bulguları ve hastalıklarına yol açabilir. IBS ve fonksiyonel dispepsi (reflü ve hazımsızlık) hastalarının önemli kısmında mast hücresi aktivasyonu saptanmaktadır.
Bebeklikte/ çocuklukta geçirilen bağırsak enfeksiyonları hem MCAS’a hem de hastalık alevlenmelerinde daha fazla sindirim sistemi yakınmalarına zemin hazırlar.
Mast hücrelerinden salınan kimyasallar (kimaz ve metalloproteinazlar) artmış bağırsak geçirgenliğine katkıda bulunarak histamin salınımına neden olur (bir diğer tavuk-yumurta durumu). Bağırsak bakterilerini harekete geçiren diğer bir durum da akut ve kronik strestir; stres altında kötüleşen IBS bulgularında mast hücrelerinin payı büyüktür. Hiperaktif mesane bulgularında anlatıldığı üzere nedeni bulunamayan üriner sistem yakınmalarında mast hücrelerinin katkısı olduğu düşünülmektedir. Mast hücreleri mediatörleri (özellikle histamin) mesane sinirlerini irrite ederek interstisyel sistit yakınmalarını tetikleyebilir.
Östrojen mast hücrelerini aktive ederken, progesteron ve testosteron sakinleştirir. Bu yüzden adet döngüsünde yumurtlama zamanı (14. gün) ve adet öncesi ve menopozla progesteron düzeyleri düştüğünde yakınmalar daha fazla görülür. COMT polimorfizmi veya başka nedenlerle östrojen dominansı olan hastalarda bulgular normalden şiddetlidir. Yanan ağız sendromu mast hücresi aktivasyonu ile ilişkilendirilen bir diğer hastalıktır. Sıklıkla ağızda sıcak bir besin yemiş veya biber sürmüş gibi ortaya çıkan şiddetli yanma, bazı hastalarca makatta da hissedilebilir. Hastalarda ağızda ve damakta yaralar ve dilde harita oluşumu görülebilir.
Koronavirüs enfeksiyonu sırası ve sonrası yaşanan uzun COVID (post COVID) bulgularının önemli bölümünden mast hücresi aktivasyonunun sorumlu olduğu düşünülmektedir. Mast hücresi aktivasyonu sonucu bradikinin ve histamin salınımı hem koronavirüs enfeksiyonu sırasında, hem de sonrasında uzun COVID ile birlikte görülebilen artmış enflamasyona ve/veya süregelmesine ve daha fazla sekel gelişmesine neden olabilir.
Ehlers-Danlos sendromu ve hipermobilitesi olan hastalarda mast hücresi aktivasyonu sık görülür. Bu hastalarda postural ortostatik tansiyon düşüklüğü veya taşikardi (kalp atım hızında artış) görülebilir. Drospirenon türü doğum kontrol hapı kullanan hastalarda risk daha yüksektir. MCAS olan POTS hastalarında POTS bulgularına ayağa kalkınca göz kararması ve hipotansiyon eşlik etmeyebilir; bu hastalarda daha sıklıkla hiperadrenerjik POTS görülür.
Orta yaşlı kadın hastaların pek çoğu çoklu kimyasal hassasiyetten yakınırlar; kişisel bakım ürünleri, parfümler, deterjanlar, oda kokuları gibi pek çok koku hastaları rahatsız eder ve nefes darlığı ve baş ağrısı gibi yakınmaların mast hücresi aktivasyonu ile ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Bunun dışında artmış bağırsak geçirgenliği, kronik enflamasyon ve oksidatif strese neden olan tüm durumlar mast hücresi aktivasyonu ve/veya histamin düzeylerinde artış ile birlikte histamin intoleransına neden olabilir.
Mast hücresi aktivasyonu olan hastalarda sıklıkla rastlanan bir yakınma/ muayene bulgusu dermografizm veya Darrier bulgusudur. Hastaların sırtı veya karınları künt uçlu bir cisimle çizildiğinde önce beyaz bir iz bırakır, ardından kızarma, şişlik bazen de kabarcıklanma görülür.
MCAS olan hastalarda görülebilecek hematolojik bozukluklar:
Kounis sendromunda, kalp koroner damarlarında tıkanıklık olmamasına rağmen, koroner damar spazmı nedeniyle kalp krizi geçirirler. Bu sendromun görülme sıklığı MCAS hastalarında daha yüksektir. Oluşan spazmın mast hücresi aktivasyonuna bağlı olduğu düşünülmektedir.
Mast hücresi aktivasyonu ayrıca pek çok hastalık bulgusunda artışa neden olur:
Mast hücresi aktivasyonu sendromu ile sıklıkla birlikte görülen durumlar/ hastalıklar:
Bakır, magnezyum, çinko, B6, C ve D vitaminleri, metyonin amino asidi eksikliğinde bulgular daha şiddetli seyreder.
*
Öykü ve klinik bulgular nedeniyle MCAS düşünülen hastada tanı nasıl konulur?
Ancak tüm idrar örneklerinin soğuk zincir korunarak laboratuvara ulaştırılması, soğuk santrifüj yapılması, tezgah üstünde örneklerin soğukta bekletilmesi gerekir; yüksek değerler yıkılarak sonuçlar normal çıkabilir.
Klinik olarak şüphe halinde H1 (setirizin, levosetirizin, loratadin, desloratadin, rupatadin, ebastin) ve H2 (famotidin) antihistaminikler, mast hücresi stabilizatörleri (ketotifen, kromolin) ve lökotrien antagonistleri (montelukast) ile en az 2 ay süreyle tedavi denenmelidir.
Hastalar bazen tabletlerin içindeki hacim arttırıcı, kaplama, boya, stabilizatör veya topaklanmayı önleyicilere tepki verebilirler. Bu durumda en az katkılı olan tedavinin seçilmesi veya yan etkiye neden olan yardımcı maddeleri içermeyen tedavi yeniden denenmelidir. MCAS tedavisinde diğer önemli bir nokta tedavinin mümkün olan en düşük, neredeyse bebek dozlarında başlanıp, yavaş yavaş artırılmasıdır.
Pigmentli ürtikeri, sık bayılmaları, lenfadenopatileri, karaciğer-dalak büyüklüğü, tam kan tahlilinde problemleri ve/veya triptaz düzeyleri yüksek olan hastaların bir hematolog tarafından mastositoz için araştırılması gerekir.
Mastositoz
Mast hücrelerinin normalden yüksek sayıda olması veya belli organlarda toplanması durumudur.
Kutanöz ve sistemik mastositoz olmak üzere ikiye ayrılır.
Kutanöz mastositoz daha sıklıkla çocuk ve gençlerde görülür ve çoğunlukla geriler; gerilemeyen hastalarda sistemik mastositoza evrilme görülür.
Kutanöz mastositozun en sık görülen bulgusu urtikarya pigmentosadır; oluşan ürtikeryal lezyonlar pigmentasyon değişikliği (kahverengi, koyu tonlarda) yaparak iyileşir.
Sistemik mastositozda sindirim sistemi, karaciğer, dalak veya kemik iliğinde mast hücresi artışı görülür. Mast hücresi aktivasyonu bulgularına ek olarak, kansızlık, kemik kırıkları, karında sıvı artışı (asit), karaciğer ve dalakta büyüme ve yaygın lenf bezi büyümesi ve pigmente ürtiker görülebilir.
Mast hücresi KIT geni mutasyonları sistemik mastositozise neden olur.
Bazı hastalarda sistemik mastositoz ile birlikte lösemi, lenfoma veya multipl myelom görülebilir.
Mastositozu olan, arı ve yaban arısı sokmalarına şiddetli tepki veren veya anafilaksi geçiren hastalara venom immunoterapisi (aşı tedavisi) uygulanması gerekmektedir.
Herediter Alfa triptazemi
MCAS tablosu ile başvuran veya şüphelenilen hastaların bir kısmında kalıtsal daha fazla alfa triptaz sentezlenmesine neden olan herediter alfa triptazemi olabilir. Bu hastalarda ataklar arası, yakınmasız zamanlarda da triptaz düzeyleri yüksektir. Vibrasyona maruz kaldıktan sonra ortaya çıkan vibrasyon ürtikeri bu hastalarda sık görülür.
Bu hastaların aile bireylerinde MCAS mevcuttur. Ehlers Danlos sendromu/ hipermobilite ve otonom tutulum/ POTS görülme riski MCAS’a göre daha yüksektir.
MCAS bulguları ayırıcı tanı
Karsinoid sendrom: Sindirim sisteminden kaynaklı karsinoid tümörü olan hastaların % 10’unda görülebilir. İshal, karında kramp, yüz ve üst gövdede saniyeler içinde oluşan birkaç dakika süren kızarma (flushing), solunum güçlükleri, gözlerde şişme ve eklem ağrıları görülebilir. Histamin ve tiraminden zengin besinler, alkol ve duygusal stres bu klinik tabloyu tetikler.
Bazen karsinoid kriz görülebilir: İnatçı, yaygın bir flushing, şiddetli ishal ve baş dönmesi vertigo ile koma görülebilir. Hayati tehlike mevcuttur. Hastalara taşikardi, aritmi, hipotansiyon veya hipertansiyon da eşlik edebilir.
Serotonin, bradikinin, histamin, P maddesi, dopamin ve prostaglandinlerin düzeylerindeki artış ile ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Karsinoid sendrom tanısı serotoninin ana metaboliti olan 5-HİAA’in idrar seviyelerinin yüksek bulunmasıyla konulur.
Feokromositoma: Adrenal medullanın kromaffin hücrelerinden kaynaklanan, katekolamin (adrenalin, noradrenalin) salgılayan bir tümördür. En sık 30-50 yaşta görülür, yüksek tansiyonu olan hastaların %0.2’sinde görülür.
Flushing, hipertansiyon, terleme, çarpıntı ve baş ağrısı görülebilir. Ayrıca sinirlilik, göğüs ağrısı, karın ağrısı, bulantı-kusma eşlik edebilir. Plazma ve idrar katekolaminlerinin (adrenalin, noradrenalin) düzeyi ile idrarda katekolamin metabolitleri (metanefrin, normetanefrin) düzeyleri ile tanı konur. Tümör lokalizasyonunun saptanmasında BT, MR ve sintigrafi kullanılır. Esas tedavi tümörün cerrahi eksizyonudur.
Dopamin bloke edici ilaçlar (metoklopramid, haloperidol), histamin düzeyi yüksek besinler ve histamin salgılanmasına yol açan ilaçlar da katekolamin salgısını uyarır.
Feokromasitoma krizi hastalığın ilk belirtisi olarak; uzun süre katekolamine maruziyet sonrası kardiyomiyopati, aritmi, pulmoner ödem ve kardiyak arrest ile ortaya çıkabilir. Erken yaşta görülen dirençli hipertansiyon vakalarında ve aile öyküsü olanlarda akla getirilmesi önemlidir. Feokromasitomaya bağlı hipertansif krizlerin yönetiminde alfa- blokerler tercih edilmelidir. Tedavisi cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
Gastrinoma (Zollinger-Ellison sendromu): Pankreas veya 0niki parmak bağırsağında yerleşmiş nöroendokrin tümörlerdir. Gastrin salgısı ile peptik ülser ve ishale neden olurlar. IBS benzeri yakınmalar, karın ağrısı, sindirim sistemi kanaması, iştahsızlık, kilo kaybı, b12 eksikliği ve anemi ve yağlı dışkılama ile ortaya çıkabilirler.
Serum gastrin düzeyleri, BT/MR ve PET görüntüleme ile tanı konur. Cerrahi ile birlikte mide asiditesini azaltan ilaçlar (PPI) ve kemoterapi yapılmadır.
Tiroid medüller kanseri: Kalsitonin salgılayan C hücrelerinden kaynaklanan bir kanserdir. Cushing sendromu ve karsinoid sendrom ile birlikte görülebilir. Tiroitte nodül, boyunda lenfadenopatiler, ishal ve flushing (al basması) ile ortaya çıkabilir. Serum kalsitonin ve CEA düzeylerinin yüksekliği ile tanı konur. Tedavisi cerrahidir.
Flushing (al basması) menopoz veya B3 vitamini kullanımı ile de görülebilir.
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.