Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Parkinson hastalığında mide-bağırsak sistemi şikayetleri çok sıktır.
Görülebilen yakınmalar arasında
Bu yakınmalar çoğu hastada, nörolojik bulgulardan önce başlar.
Bağırsakların iç yüzeyini kaplayan tek sıra epitel hücreleri birbirine sıkı bağlantılar (tight junctions) ile bağlıdır. Bu sıkı bağlantılar, bağırsağın içindeki madde ve moleküllerin arzu edilenlerinin emilmesini, arzu edilmeyenlerin engellenmesini sağlar. Bu sıkı bağlantıların işlevleri bozulduğunda, bağırsak içerisindeki tüm maddeler bu tek sıra bariyeri aşıp, önce tek sıra hücrelerin altındaki bağ dokusana, ardından da kan dolaşımı ve lenf bezlerine ulaşır. Bu durum artmış bağırsak geçirgenliği veya geçirgen bağırsak olarak isimlendirilir.
Sıkı bağlantıların ve tek sıra hücrelerin oluşturduğu bu bariyer aynı zamanda bağırsak içi canlılarının, bağışıklık sistemi ile temas etmesine ve bağışıklık sistemini harekete geçirmesine engel olur.
Artmış bağırsak geçirgenliğini gösteren mannitol/laktüloz idrar düzeyleri, gaita alfa 1 antitripsin ve /veya zonulin düzeyleri Parkinson hastalarının pek çoğunda yüksek bulunur.
Parkinson hastalığında bağırsak bakterileri normal kontrollere göre değişmiştir; hem çeşitlilik azalmış, hem de yararlı bakteri (bakteriodetes ve prevotella) sayısının azalması ile birlikte zararlı/hastalık yapan bakterilerin (enterobakterler) sayısı artmıştır.
Hastaların bağırsaklarında yüksek düzeyde bulunan ve artmış bağırsak geçirgenliği nedeniyle kana karışabilen enterobakterlerden Proteus Mirabilis, farelere damar yoluyla verildiğinde, beyinde subtantia nigrada harabiyet ve enflamasyona yol açmakta, dopaminerjik nöronlara zarar vermekte, alfa sinnüklein agregatlarının sayısını artırmaktadır. Tüm bunlar farelerde motor problemlere yani hareket etme kusurlarına neden olmaktadır. Proteus bakterilerinin duvar yapısında bulunan lipopolisakaritlerinin bu zarar neden olduğu düşünülmektedir.
Bakteri dengelerindeki bu değişikliklere paralel olarak hastaların bağırsakta kısa zincirli yağ asitleri, asetik asit ve bütirik asit düzeyleri düşüktür.
Patojen bakterilerin artması ve kısa zincirli yağ asitlerinin düzeylerinin düşmesi bağırsak içi enflamasyona, artmış bağırsak geçirgenliğine ve kan beyin bariyerinde bozulmaya neden olarak beyinde nöroenflamasyona ve beyin bağışıklık hücreleri mikroglialarda aktivasyona neden olur.
Az sebze meyve tüketen kişilerde Parkinson hastalığı riski artmaktadır. Bitkisel besinlerin içerdiği sindirilemeyen lifler, yararlı bağırsak bakterilerinin en önemli besini ve kısa zincirli yağ asitlerinin en önemli kaynağıdır.
Parkinson hastalığına neden olan önemli faktörlerden birisi alfa sinnüklein agregatlarının beyinde pek çok bölgede, özellikle dopamin sentezleyen substantia nigra’da toplanmasıdır. Aynı agregatlar Parkinson hastalarının bağırsak çeperinde bulunan sinir sistemi hücreleri içinde, çevresel sinir sistemi ve otonom sinir sistemi hücrelerinde de bulunur. Bu agregatların artmış bağırsak geçirgenliği nedeniyle lokal, bağırsak çevresi sinirlere ulaştığı düşünülmektedir. Son 10 yılda yapılan çalışmalar sonucunda bu agregatların önce bağırsakta ortaya çıktığı, ardından vagus siniri ve diğer yollarla beyine ulaştığı gösterilmiştir.
Artmış bağırsak geçirgenliği nedeniyle –var olan bağırsak içi enflamasyona bağlı artmış olan- enflamatuar kimyasallar da kana karışır. Bu kimyasallar hem sistemik enflamasyona, hem de beyine ulaşarak nöroenflamasyona neden olurlar.
Yararlı bakterilerin sayısının ve çeşidinin azalmasının başka sonuçları da vardır:
Bakteriler folik asit, B2 vitamini, B3, B6 ve B12 vitamini sentezlerler; sonuç olarak sentezlenen vitamin düzeyleri düşer.
Folik asit ve B12 vitamini düzeyleri düştüğü zaman homosistein düzeyleri yükselir; enflamasyon, metil döngüsü problemleri, kan-beyin bariyeri geçirgenliğinde artış görülür. Homosistein yüksekliği ayrıca beyin derin gri cevherinde dopaminerjik nöronların hasar/ ölümüne neden olur. Tüm bunlar beyinde enflamasyona, nörodejenerasyona neden olur. Ayrıca depresyona eğilim veya var olan depresyonda tedaviye yanıtsızlık görülür.
Kabızlık sonucu hastaların laktobasil düzeyleri artmaktadır; artmış laktobasiller ghrelin düzeylerini etkileyerek dopamin metabolizmasını etkiler. Laktobasiller ayrıca histamin ve biyojenik aminleri sentezleyerek nörolojik, kardiyovasküler ve sindirim siteminde yakınmalara veya histamin intoleransı bulgularında artışa neden olabilirler. Laktobasil içeren probiyotik takviyesinin iyi geldiğini gösteren çalışmalar olmakla birlikte, özellikle ağır kabızlığı olan hastalarda laktobasil dışında prebiyotik seçimi daha akıllıca durmaktadır.
Patojen bakteriler aynı zamanda triptofan ve serotonin metabolizmalarını etkileyebilir; triptofanın serotonin yerine daha enflamatuar moleküllere sentezine neden olabilir. Fruktoz tüketimi de bu etkiye neden olabilmektedir, o nedenle saf halde (yüksek fruktozlu mısır şurubu) tüketmemek Parkinson hastalarının yararına olacaktır (herkesin desek daha doğru olur sanırım).
Patojen bakterilerin oranında görülen artış (özellikle enterobakterler), denge bozukluğu çeken veya yürüme güçlüğü olan hastalarda daha belirgindir (titremesi ön planda olan hastalara kıyasla).
Hastaların beslenme şekilleri kadar dışarıdan alınan kimyasalların (ksenobiyotiklerin) disbiyoza zemin hazırlayabileceği düşünülmektedir. Bunların arasında tarım ilaçları (atrazin), tutuşma önleyiciler (kloroalken) ve böcek ilaçları (naftalen) sayılabilir. Tarım ilaçları hem dopaminerjik nöronlar üzerine direkt toksik etki gösterir, hem de bağırsak florasını etkileyerek zararlı bakterilerin sayısı veya oranını artırır.
Mide yakınması ön planda olan hastalarda helicobakter pylori saptanması sonucu hem antibiyotik hem de mide koruyucu tedavi başlanabilmektedir. Proton pompası inhibitörlerinin uzun süreli kullanımı disbiyozise, patojen bakteri sayısında artışa, nöroenflamasyona, B12 eksikliğine ve kas kitlesi kaybına neden olarak var olan Parkinson bulgularını kötüleştirebilir.
Süt ve süt ürünlerinin Parkinson hastalığı üzerine etkilerinin ayrıntıları için buraya, B vitaminlerinin etkileri için buraya bakabilirsiniz.
Referanslar
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.