Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Parkinson hastalığı, hafif genetik bir yatkınlık zemininin çevresel faktörler ile birleşmesi sonucu ortaya çıkan multifaktöryel bir hastalıktır. Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen nörodejeneratif hastalıktır, erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Hastalık riskini artıran çevresel faktörlerin başında ağır metaller, tarım ilaçları ve hava kirliliği gelir; bu faktörlerin öne çıkan etkisi oksidatif strestir. Süt ve süt ürünleri tüketimi erkeklerde daha belirgin Parkinson hastalığı gelişim riskini belirgin olarak artırır. Ülseratif kolit veya Crohn hastalığı olan enflamatuar bağırsak hastalarında Parkinson hastalığı sıklığı, toplum sıklığından yüksektir.
Parkinson hastalığının temel patolojik bulgularından birisi olan alfa sinnüklein agregatları oluşumunun, beyinde oluşmaya başlamadan önce bağırsaklar çevresi sinir sistemi (enterik sinir sistemi) ve parasempatik sinir sisteminin bel kemiği vagus sinirini etkilediği bilinmektedir. Bu alfa sinnüklein moleküllerinin vagus siniri yoluyla beyine ulaştığı da düşünülmektedir. Benzer bağlamda Parkinson hastalığı motor bulguları (titreme, yürüme bozukluğu, hareketlerde yavaşlama) başlamadan çok çok seneler, neredeyse 20 sene önce mide bağırsak yakınmaları özellikle kabızlık başlar.
Parkinson hastalarının dışkılarındaki yararlı bakteri, özellikle Prevotella sayısı, yakınması olmayan insanlara göre belirgin olarak düşüktür. Ayrıca bağırsak epitelini kaplayan ve dış zararlılardan koruyan müsin tabaksının en önemli sentezleyen bakteri Faecelibacterium sayıları da düşüktür. Müsin tabaksının incelmesi artmış bağırsak geçirgenliğinin en önemli nedenlerinden birisidir.
Bu yararlı bakterilerin azlığı yanında, zararlı bakteriler (özellikle enterobakterler) sayısı normalin çok üstündedir. Enterobakter miktarı yükseldikçe hastaların postural instabilite (ayakta devrilmeden, yalpalamadan durabilmek) ve yürüyüş bozuklukları daha ağırdır.
Bakteri sayısındaki değişikliklerin bir başka sonucu daha vardır: yararlı bakterilerin sentezlediği kısa zincirli yağ asitleri (KZYA) miktarı Parkinson hastalarında belirgin olarak düşüktür. KZYA düzeyleri düşüklüğü oranında motor bulguların ağırlığı artar. Bütirik asit düzeyleri düşük olan hastalarda bilişsel yıkım daha hızlı ilerler. Bu hastalarda aynı zamanda zararlı olabilecek propiyonik asit düzeylerde kanda yüksek, bu KZYA sentezleyen zararlı bakteri sayısı, özellikle klostridyumlar normalden fazladır.
KZYA hem bağırsaklarda hem de kan beyin bariyerinde sıkı bağlantıları sağlamlaştırarak geçirgenliği azaltır/önlerler; bu hem bağırsaklarda hem de beyinde enflamasyonu azaltır. KZYA bağırsaklarda düşük, kanda yüksek olan hastalarda artmış bağırsak geçirgenliği belirteçleri zonulin ve fekal kalprotektin sıklıkla yüksek bulunmaktadır. Zonulin düzeyleri yüksek hastaların klinik tabloları daha ağırdır.
Artmış bağırsak geçirgenliği sonucu kana karışan bakteri duvarı lipopolisakaritleri beyinde artmış enflamasyonun en önemli nedenidir.
En çok asetat sentezleyen bakterilerin, yani bifidobakterilerin sayısı azaldığında, paralel olarak asetat düzeyleri de düşer. Bifidobakterilerin sayısını azaltan en önemli üç faktör Batı tipi beslenme, sebze ve meyve tüketiminin az/yetersiz olması ve besin katkı maddelerinin verdiği zarardır.
Bağırsak bakterileri, özellikle bifidobakterilerin sayısı azalınca, bağırsak içinde B vitamini sentezi belirgin olarak sekteye uğrar. Düşen B vitamini düzeyleri (özellikle B2, B3 , B12 vitaminleri ve folik asit), sağlıksız beslenme ile birleşince, homosistein düzeylerinde artışa neden olur. Homosistein düzeylerinin yüksekliği uzun vadede Parkinson hastalığı riskini artıran en önemli faktörlerden birisidir.
Parkinson hastalarının sindirim sistemi bakterilerindeki değişiklikler, en baştan, ağızdan başlar.
Son olarak bakterilerin bir kısmı (öz. Enterococcus feacalis) dopa dekarboksilaz enzimi aktivitesi ile bağırsaklarda levodopa düzeylerini düşürerek tedavi etkinliğini azaltabilir, hastaların ilaç ihtiyacını artırabilirler. Bağırsaklarda artan dopa düzeyleri bağırsak hareketlerindeki yavaşlamayı arttırarak kabızlığı artırır, ince bağırsaklarda bakteri/maya aşırı üremesine (SIBO/SIFO) neden olabilir.
Hastalara verilen probiyotik ve prebiyotik takviyelerin hem klinik bulguları azalttığı hem de hastaların yaşam kalitesini yükselttiği gösterilmiştir.
Zararlı bakterilerin sayısını azaltmak, yararlı bakterilerin sayısını artırmak, artmış bağırsak geçirgenliğini ve enflamasyonu kontrol altına almak için:
Kaynaklar
Dr.Banu Taşçı Fresko tarafından, kendisine ait www.banutascifresko.com adlı site üzerinden gerçekleştirilen internet ortamındaki faaliyetler kapsamında çerezler kullanılmaktadır.
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.